Trump 2017 Kasım’da Çin’e ziyarette bulundu. Böylelikle ilk defa Çin’e başkan sıfatıyla gitmiş oldu. Beraberinde de 29 önemli firmanın temsilcisini getirdi. Basına 250 milyar dolarlık anlaşma beklendiği duyruldu. Ziyarette Trump’ın “ticaret açığını azaltacağız” vurgusundan ziyade, Çin’in yabancı firmalara iç piyasayı daha çok açacağı müjdesi dikkatleri çekti ve bir sürpriz olarak karşılandı. Ziyaretin de en önemli kazanımı olduğu, ABD’nin dahi böyle birşey beklemediğinden bahsedildi.

Bu olumlu ziyaret sonrası ABD tarafından ticari ilişkileri gerebilecek bazı adımlar gelmeye başladı. ABD kurumlar vergisini %35’ten %20’ye düşüreceğini açıkladığında Çin tedirgin oldu. Bu hamle sermaye çıkışına sebep olabilirdi. Çin ise sermaye akışını finansal risk ve borçlarından dolayı korumaya çalışıyordu. Bitcoin yasağı boşuna değildi. Üstüne üstlük IMF’den Çin bankalarının bilançoları yetersiz açıklaması gelmişti.

Çin’i tedirgin eden bu hamle sonrasında ise ABD’den bir korumacı politika uygulaması geldi ve bu sefer direkt olarak Çin hedefe alınıyordu. ABD güneş panellerine ve çamaşır makinelerine vergi getirdi. Çin dünyada üretilen solar panellerinin üçte ikisini tek başına üretiyordu. ABD gibi önemli bir pazarın böyle bir uygulamaya gitmesi Çin’i rahatsız etti. Karşı hamle olarak ABD’den ithal edilen soya fasülyesine soruşturma başlatıldı.

ABD kendi çelik sektörünün zayıflaması neticesinde tank ve silah üretiminin de zora gireceğini düşünüyor ve bu konuyu ulusal güvenlik olarak ele alıyor. Fakat Çin’de çıkan bir yazı çelik ithalatının ABD’nin ulusal güvenliğini tehlikeye atmadığını yazdı. Buna göre ABD’de ithal çeliklerin tüketimde kullanım oranı %16 ve ulusal güvenlik için kullanım oranı %3.

Trump’ın çelik ve alimünyuma vergi getiriyor olması ticaret savaşı söylemlerini alevlendirdi. Xi’nin ekonomi danışmanı ve politbüro üyesi Liu He’nin ABD’ye iki ülke arasındaki ticari anlaşmazlıkları konuşmak için gittiği gün Trump’tan çeliğe %25, alimünyuma %10  vergi haberi geldi.

Herkes bu adım Çin’i nasıl etkileyecek diye konuşurken Kanada ve AB’den vergiye tepkiler duymaya başladık.

Kimleri Etkileyecek?

ABD’nin korumacı politikları önce Çin’i karşısına almasına sebep olurken çelik hamlesiyle beraber köklü müttefiklerini karşısına almasına sebep oldu. Çin ise itidalli açıklamalarına sorunların konuşarak çözülmesi gerektiğini vurguluyor.

Şüphesiz ABD’nin çeliğe getirdiği %25 vergi en çok Kanada’yı etkileyecek.

ABD yaklaşık %10 oranla dünyanın en büyük çelik ithalatçısı. Çelik ithalatının %16.46’sını Kanada’dan gerçekleştiriyor. Kanada’dan sonra sırasıyla Brezilya, Güney Kore, Meksika, Rusya, Türkiye, Japonya, Almanya, Tayvan geliyor.

Dolayısıyla Trump’ın çelik vergisi daha çok müttefiklerini etkileyecek.

Türkiye 2017’de ABD’ye 1.8 milyar dolar çelik ihracatında bulundu. Bu ihracat ile ABD’nin çelik ithalatının %5.74’ünü oluşturdu ve 6. sırayı aldı.

Türkiye’nin çelikte en büyük müşterileri ABD, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’dir. En büyük çelik üreticileri ise Erdemir Grup, İçdaş ve Habaştır.

Türkiye’de çelik sektöründen, eğer vergi uygulanacaksa herkese eşit oranda vergi konması gerektiğinden bahsedenler oldu. Yine aynı zamanda bu uygulamanın ABD’deki maliyetleri artıracağından uygulamanın uzun süreli olamayacağından bahsedildi.

Çin’e Etkisi Olur Mu?

Uygulamanın değil sadece Çin’e, küresel çelik piyasasına dahi etkisi çok az olabilir.

2009’dan beri ABD’de Çin’den gerçekleştirdiği çelik ithalatını önemli oranda düşürdü. 2009’da Çin’den gelen çelik, toplam çelik ithalatının %9.04’ünü oluştururken 2017’de bu oran %2.15’e kadar düştü.

Halihazırda ABD Çin’den gelen bazı çelik ürünlerine %236 vergi uyguluyor.

Çelikte Çin için önemli olan iç piyasası. 2017’de üretilen çeliğin yalnızca %5i ihraç edildi. ABD’ye ihraç edilen çelik ise toplam çelik ihracatının yalnızca %1.6’sında kaldı.

Yine 2017’de Çin’in çelik ihracatı %30.5 azaldı. Fakat bu ihracattan elde edilen gelir çelik fiyatlarının artmasıyla aynı kaldı.

Trading Economic’in verilerine göre son bir yılda çelik fiyatları %13 arttı.

Çin, hava kirliliğiyle mücadele sebebiyle ve çelikteki üretim fazlasını azaltmak istemesinden dolayı 2017’de çelik üretimini 50 milyon ton azalttı. 2018 için 30 milyon azaltma hedefi koydu. Bu rakamlar bize, sürekli tekrarlandığı üzere, inşaat ve altyapı sektörünün büyümedeki oranın azaltılmaya çalışıldığını gösteriyor. Çin artık teknoloji üreterek, katma değeri yüksek ürünler satarak büyümesine devam etmek istiyor.

Tüm bu sebeplerden dolayı ABD’nin çelik vergisi Çin’i doğrudan etkilemeyecek.

2002’de de Başkan Bush çeliğe %30 vergi getirmişti. Uygulama neticesinde dolar cinsinden ABD’nin çelik ithalatı %13.5 azaldı. Metal makine ve ekipmanları üretimi sektöründe 50.000 kişi işini kaybetti. Çelik kullanan sektör 197.000 kişiyi işten çıkartırken. Çelik endüstrisinde 187.500 kişi işe alınabildi. ABD koymuş olduğu vergiyi bir yıl sonra kaldırmak zorunda kaldı.

Trump’ın çelik vergisi muhakkak ki Kanada, Brezilya, Kore hatta Türkiye’yi de etkileyecek fakat 2002’deki örnekten yola çıkarsak küresel çaptaki etkisi az olabilir.

2002’de %30 vergi artırımıyla %13.5 daha az çelik ithalatı gerçekleşmiş. Bu sefer %25 uygulanacak. ABD dünyanın en büyük çelik ithalatçısı ama çok büyük bir orana sahip değil, yalnızca %10 (2016 yılında en fazla çelik ithal eden 20 ülkeyle beraber hesaplandığında oran %10 çıkıyor. Tüm ülkeler hesaplandığında bu oran biraz daha düşecektir). Dolayısıyla ABD’nin ithalatı %20 azalsa bile küresel çelik ithalatı hacminin artış hızını yaklaşık olarak %2 ancak yavaşlatabilecektir.

Trump seçim kampanyasinda en çok Çin ile olan ticari ilişkilere vurgu yapmıştı ve önlemler alınacağını belirtmişti. Çelik hamlesiyle birlikte müttefiklerine darbe vurması biraz şaşkınlığa sebep oldu. Önce Amerika söyleminin bir yansıması olarak gösterilebilir.

Son olarak, Çin’in ABD’ye gerçekleştirdiği çelik ihracatı, toplam çelik ihracatının %1.6’sını oluşturuyor. ABD açısından baktığımızdan ithal ettiği çeliğin yalnızca %2.15’ini Çin’den alıyor. Bundan dolayı doğrudan etkisi çok az olacak.

Çin %23 oranla dünyanın en fazla çelik ihracatını yapan ülke. ABD’nin uyguladığı vergi pazarı daraltırsa Çin’e etkisi olabilir. Fakat yukarıda yazdığımız gibi 2002’deki örnekten yola çıkarak söz konusu vergi küresel çelik ticaretinin yalnızca %2 yavaşlamasına sebebiyet verebilir. Yavaşlayan çelik sektörü Çin’in hava kirliliğiyle olan mücadelesine uyum sağlamış olur.

Eğer ABD korumacı politikalarıyla Çin’in canını acıtmak istese yapacağı ilk şey Çin’den aldığı makine ve elektronik ürünlere vergi koymak olur. Fakat Çin buna Apple, Boing ve soya fasülyesi hamlesiyle karşılık vereceği için ABD’nin de işine gelmez. Elbette Çin’in kozları sadece bu üçünden ibaret değil

Çin teknolojisini geliştirerek büyümesine devam etmek istediği için Çin’in teknolojik gelişimini engelleyecek adımlar en fazla canını inciten adımlar olacaktır.

[xhshop-btn-gratuity class=”buybutton”]BAĞIŞ[/xhshop-btn-gratuity]

 

[cite]